Yudum yudum yalnızlığı
İçerken gecenin dudaklarından
Sakın ağlama sen.
Yüreğin süzülürse al yanağına
Demir parmaklıklar susar,
Gözlerimde küllenen umutlar
Yıldızların koynunda
Kan ağlar.
Uykusuz yüreğine
Yastık diye
Kiraz çiceklerini sererken
Sen, hüzün bulutlarını
Topla göğünden.
Uzaklarda acıların için
Sabır elbisesi dikerken,
Sen, vuslat türkülerini kaldır
Islak kirpiklerinden.
Ayazlarda beklerken yüreğimi
Yağmur yüklü bulutları
Gülüşlerinle kurut.
Kurut ki ;
Güneş, boynunu kurtarsın
Celladın kanlı ellerinden.
Göğünü yitirmiş kuşlara
Yüreğini aç.
Aç ki ;
Acıların son kez
Dağların boynuna sarılıp
Veda busesini yapıştırsın karanlığa.
Acıya inat
Baharlara gülümsediğinde,
Karakışların kendinden utanıp
Yüreğini darağaçlarına astığını
Bilir misin ey yâr ?
Sevdamı nefes diye
İçine çektiğinde
Demir parmaklı hücremde
Menekşelerin tomurcuk açtığını
Bilir misin ey yâr ?
Umuda tutunmuşken
Güllerim yansın avuçlarında.
Ve küllendikçe içten içe
Karanlıklarıma yıldızların serilsin.
İsmail Sarıgene
0 yorum:
Yorum Gönder